Mavi renkte erguvanlar yetiştiriyorum içimde yeşile çalan.Göz yaşlarımda saklı tutuyorum ölümü,aşkı,ızdırabı.Ben benliğimi araken yitiriyorum kendimi.Saklamaya çalışırken o tuzlu sıvıyı , insanlar görmesin derken yine hüngür hüngür ağlamaklı bir meydanın ortasında buluyorum kendimi .Ey Aşk ! büyülü duygu , kanlı savaşların sonunda terkedilen meydandan gelen ses! Düş kırıklarımı toplamaya çalışıyorum yerden melodiye ses ver!
Bir kıskançlık sancısı çağlıyor yüreğimde ,utanmak yok! Çıldırıyorum.İçimden beddualar ediyorum.Utanmak yok ! Söylüyorum.İnşallah şu yer yüzünde benim kokumdan başka bir kokuyu duyamasın ruhun diyorum.Seviştiğin kadınlarda unuttuğunda beni, öptüğün hiç bir dudaktan tat alama,yaktığın bir sıgara dumanında ben geleyim aklına ! Kıskançlık en kör karanlık, baş ağrısı,mide bulantısı.Şeytanın diğer adı.Bu saatlerde vucudum da barındırdığım yılan.Bu kadar şeye rağmen bana Özledim i söyleten adam. Sen yalanmısın ?yoksa yalancı ? Hangi acıydı bu sende sakladığım? Bu kadar güvenmişken bu ellere işte gidiyor başka bir beden de güz sançısı
Artık durduracak gücüm yok birşeyleri onun üzerinde.Beni tanıyor, adı gibi biliyor, Sevdiğimi Onu tanıyorum.Ve adım gibi biliyorum, Özlediğini.İnkar edeceğim gene bu satırları okuyacak biliyorum.Kendini koyacak adama . Bekleyecek ve zaman geçecekben dönüp sensin o adam demeyeceğim hiç bir zaman .Çıldıracak! Belli etmeyecek ama etsede değişmeyecek bişi olduğunu bilecek.Bana söyletmeye çalışacak ismini.Ve yalan cümleler yalan erkekler ağzımda! Bilecek ama duymak isteyecek kulakları.İşte ona tek cümle Bu gün kazandığın beden de kaybettin Beni!